Mide Kanserinde Risk Faktörleri

Mide Kanserinde Risk Faktörleri

Gastrointestinal hastalıklardan birisi olarak kabul gören mide kanseri, çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Araştırmalar neticesinde çeşitli risk faktörleri olduğu tespit edilen mide kanseri, Türkiye’de sıklıkla görülebilen bir kanser türüdür. İstanbul mide kanseri teşhisi, tanısı ve tedavisi alanında adından sıkça söz ettiren Dr. Samet Yardımcı, mide kanserinde risk faktörlerini geniş bir perspektifte bu içerikte değerlendirmeye almıştır.

Mide Kanseri Risk Faktörleri Nelerdir?

Cinsiyet

Mide kanserinin hastaya ait faktörleri arasında yer alan cinsiyet, doğrudan kanserin görülme sıklığına etki etmektedir. Günümüzde mide kanserine yakalanan çoğu bireylerin erkek olduğu görülmüştür. Kadınlara oranla erkeklerde 2 kat daha fazla görülen mide kanserinin erkeklerde görülme sıklığının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.

Mide kanserinde önemli bir faktör olan cinsiyet seçeneğinin prognoza etkisi ise nadirdir. Bun ek olarak cinsiyet, sağ kalımda farklılığa sebep olduğu net olarak tespit edilememişse de genelde kadınlarda daha iyi bir prognozun olduğu söylenmiştir. Küratif rezeksiyon uygulanan kadın hastalarda daha iyi prognoz sonuçlarının alındığını bildiren çalışmalar ise mevcuttur.

Yaş

Mide kanserinde yaş faktörü de mutlaka değerlendirilmeye alınması gerekilen bir faktördür. Zira, günümüzde mide kanseri daha çok ileri yaş grubunda sık rastlanılan bir kanser türüdür. Genellikle 60 yaşın üzerinde pik yapan mide kanserinin 40 yaşından daha genç olan hastalardaki görülme sıklığı %2,4 ile %7,9 arasında değişmektedir. Genç hasta grubundaki kötü prognozun temel sebebi ise tanı gecikmesi, histolojik indiferansiye tip lezyonların yüksekliği ve hızlı progresyondur. Mide kanserli hastaların genç ve ileri yaş gruplarında makroskopik tip, evre, rezektabilite ve kürabilite açısından değerlendirmelerine bakıldığında anlamlı bir farklılık tespit edilememiştir.

Vücut kitle indeksi (VKİ)

Mide kanseriyle obezitenin arasında korelasyon olduğu yapılan klinik gözlemler ve araştırmalar ışığında tespit edilmiştir. Bazı adenokarsinomlarda risk arttırdığı bilinen obezite, diğer gastrointestinal organları da etkileyebilmektedir. Distal midenin adenokarsinomu ya da skuamöz hücreli karsinoma ile obezitenin arasında ilişkiyi gösteren açık bir delil olmasa da  yüksek vücut kitle endeksinin mide kanserine yol açtığı da yine bilinmektedir. Semptomatik gastroözofagial reflü hastalığının ise özofagus adenokarsinomu için risk yarattığı ise yine tespit edilebilmiştir.

ABO kan grubu ve kan transfüzyonu

Kan grubunun da mide kanserinde bir risk faktörü olduğu yapılan gözlemlerce ortaya konmuştur. A kan grubu bireylerde 0 grubuna nazaran mide kanserine daha sık rastlanıldığı da ifade edilmiştir.

Mide Kanserinde Etiyoloji

Mide kanserinin etiyolojisi kesin olarak bilinmemekle birlikte büyük ölçüde tespit edilmiştir. Genetik ve çevresel predispozan faktörlerin gelişiminde etkin olduğu düşünülmektedir. Mide kanserinin gelişme riski değerlendirildiğinde beslenme faktörü de göz önüne alınmalıdır. Zira, erken yaşlarda yüksek karbonhidratlı besinlerin fazlaca tüketimi sonucunda mide mukozasının hasara uğraması söz konusu olabilir. Bu tür hasar sonucu karsinojenik maddelerin emilimi hızlanır.

Kanser açısından riskli olan bölgelerde içme sularında fazlaca nitratın bulunması, mide kanserine yol açmaktadır. Zira, mide kanserli hastaların mide sıvıları incelendiğinde nitrit konsantrasyonunun arttığı kolayca belirlenebilmektedir. Tütsülenmiş ya da kurutulmuş balıklar, şoklanmış yiyecekler, tuzlu gıdalar gibi beslenme alışkanlığı olan toplumlarda mide kanseri sıklığı da bu tezi destekler niteliktedir. Buna ek olarak Vitamin C, E ve Beta- karoterinin düşük miktarlarda alınıyor olması da yine mide kanseri riskinin artmasına sebep olmaktadır.

Sosyoekonomik açıdan incelendiğinde bazı bireylerin / toplumların mide kanserine yakalanma riskinin daha fazla olduğu gözlemlenmiştir. Dünya’nın en yüksek bölgelerinde yaşayanlarda, kasaplarda, tarım işçilerinde, petrol vb. gibi rafinelerde çalışanlarda sosyoekonomik faktör kapsamında mide kanseri görülme sıklığı tespit edilmiştir. Metal tozları, gamma ve X ışınları, polisiklik aromatik hidrokarbonlar, asbestoz gibi faktörler de yine mesleki risk faktörler olarak açıklanabilir.

Sindirim sistemi rahatsızlıklarının da yine mide kanserinde önemli bir risk faktörü olduğuna mutlaka değinilmelidir. Helikobakter pilori infeksiyonu ve buna bağlı intestinal metaplaziye ek olarak hipoklorhidri ileri yaşlarda mide kanserine zemin hazırlayabilmektedir. Kronik inflamasyon sonucunda ise midede intestinal tip epitel, mide bukozasının yerini alıp asit sekresyonunu azaltarak diğer bakterilerin kolonize olmalarına uygun ortam yaratmaktadır. Bakteriler de nitratları nitrite dönüştürdüğü için kanser oluşumuna zemin hazırlanır.

Mide Kanserinden Korunma Yolları Neler?

Mide kanserinden korunmak isteniyor ise kuşkusuz ki sık sık endoskopi yaptırmak gerekmektedir. Zira, kanserin taranmasında en etkin yöntem endoskopi olarak kabul görmektedir. Baryumlu grafi, kan testleri, serum- pepsinojen  testleri ise kanser tarama testlerinden bazıları olup gerekli görülür ise ekstra testler de düzenli olarak yaptırılmalıdır. Gastrik kanser ile helikobater pilori arasında önemli ilişki olduğunu göz önünde bulundurarak mutlaka helikobakter pilori tedavisi sürerken endoskopi ile mide incelenmelidir.

Mide kanserinden korunmak için bir diğer dikkat edilmesi gereken elbette zararlı alışkanlıkları bırakmaktadır. Sigara gibi sağlığa zararlı maddeler, distal midenin intestinal kanserini arttırmaktadır.

Mide kanserinin bir diğer risk faktörü ise diyete bağlı faktörlerdir. Mide kanseri gelişiminde diyete bağlı faktörlerin de önemini mutlaka vurgulamak gerekir. Sebze & meyve tüketimi düşük miktarla yapılan diyetlere yoğun ızgara eklendiği taktide olası risk artmaktadır. Bu nedenle mide kanseri riskini göz önünde bulundurularak mutlaka bir diyet programı hazırlanmalıdır.

Mide kanserinden korunmanın bir diğer yolu da taramaları düzenli yaptırmaktadır. Erken evredeki mide kanseri asemptomatik olup genellikle 44 ay sonra ileri evreye geçiş yapmaktadır. 40 yaş sonrası ise mide kanseri riskinin giderek arttığı bir yaş olduğu için çoğunlukla mide kanseri taramaları 40 yaşından sonra daha yoğun yapılmalıdır. Ülkemize bakıldığında genel olarak 55 ila 57 yaş arasındaki bireylerde mide kanseri riski artmakta ve sıklıkla görülmektedir. Bu nedenle yılda 1 kez mide kanseri tarama programı talebinde bulunabilir ve 45 yaş sonrasında her 6 ayda bir rutin kontrollere gidilmesi önerilmektedir.

Dr. Samet Yardımcı ile görüşerek siz de mide kanseri riski taşıyıp taşımadığınızı öğrenebilir ve rutin kontrollerinizi yaptırabilirsiniz. Mide kanserine dair semptomlarınız var ise mide kanseri tanısı almak ve gerekli tedaviler için de yine İstanbul en iyi mide kanseri doktoru Dr. Samet Yardımcı ’ya her zaman ulaşabilirsiniz.

WhatsApp chat
Şimdi Ara!
Yol Tarifi